Uzun zamandır tasarı halinde bekleyen Sınai Mülkiyet Kanunu (“Kanun”), 10.01.2017 tarihli 29944 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Kanunda, bu Kanunun 26. maddesinin (Kurum tarafından markanın iptaline karar verileceği halleri düzenlenmektedir) yayım tarihinden itibaren yedi yıl sonra; 23. maddesinin ikinci fıkrasının (marka yenileme taleplerine ilişkin düzenlemelerdendir) ve 69. maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen yenileme taleplerinin yapılması gereken süreye ilişkin hükümlerinin ve 46. maddesinde düzenlenen amblem kullanım zorunluluğuna ilişkin hükümlerin yayım tarihinden itibaren bir yıl sonra; diğer hükümlerin yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.
Kanunla; Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve Patent Haklarının Korunması Hakkında 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Hükmünde Kararname yürürlükten kaldırılmıştır. Böylece, sınai mülkiyete ilişkin düzenlemeler bir kanunda toplanmıştır. Kanun, başlangıç hükümleri ve birincisi Marka, ikincisi Coğrafi İşaret ve Geleneksel Ürün Adı; üçüncüsü Tasarım, dördüncüsü Patent ve Faydalı Model; beşincisi Ortak ve Diğer Hükümler olmak üzere beş kitaptan oluşmaktadır.
Amaç ve Kapsam:
Kanunun amacı; marka, coğrafi işaret, tasarım, patent, faydalı model ile geleneksel ürün adlarına ilişkin hakların korunması ve bu suretle teknolojik, ekonomik ve sosyal ilerlemenin gerçekleştirilmesine katkı sağlamaktır. Kanunun bir diğer amacı da Avrupa Birliği düzenlemeleri ve uluslararası anlaşmalara uyum sağlanmasıdır. Kanun, marka, coğrafi işaret, tasarım, patent, faydalı model ile geleneksel ürün adlarına ilişkin başvuruları, tescil ve tescil sonrası işlemleri ve bu hakların ihlaline dair hukuki ve cezai yaptırımları kapsamaktadır.
Tanımlar:
Kanunda amaç ve kapsamın ardından tanımlar kısmına yer verilmiştir. Bu kısımda göze çarpan en büyük yenilik, Türk Patent Enstitüsünün adının Türk Patent ve Marka Kurumu (“Kurum”) olarak değiştirilmesidir. Konuyla ilgili düzenlemeler uyarınca Kurumda, Yenilik ve Tanıtım Dairesi Başkanlığı, Coğrafi İşaretler Dairesi Başkanlığı, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı adıyla 3 yeni daire başkanlığı kurulmuştur.
Marka vekili; marka, tasarım ve coğrafi işaret ile geleneksel ürün adlarına ilişkin konularda, hak sahiplerini Kurum nezdinde temsil eden kişileri ifade etmektedir. Patent vekili ise, patent, faydalı model ve tasarım haklarına ilişkin konularda, hak sahiplerini Kurum nezdinde temsil eden kişileri ifade etmektedir. Başlangıç hükümlerinin son kısmında, korumadan yararlanacak kişilere yer verilmiştir.
Marka:
Kanunun birinci kitabında markalara ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Marka olabilecek işaretler, TRIPS’in 15. maddesine, yeni Avrupa Birliği Marka Direktifine ve Avrupa Birliği Marka Tüzüğüne uygun olarak Kanunda düzenlenmiştir. Buna göre, eski düzenlemede yer alan çizimle görüntülenebilme koşulu kaldırılmıştır. Kanun uyarınca marka; bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla, kişi adları dahil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir.
Yeni tanım uyarınca marka olabileceklerin kapsamı oldukça genişletilmiş, marka olabilecek işaretler sayılırken sınırlı sayı ilkesinden vazgeçilmiştir. (Devam eden maddelerde marka tescilinde mutlak ret nedenlerine ve nispi ret nedenlerine yer verilmiştir.) Kanunun 7. maddesinde, marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnalarına yer verilmiştir. Buna göre, marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
- Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
- Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
- Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Kanunun devamında, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde yukarıda belirtilen düzenleme uyarınca yasaklanabilecek durumlara özel olarak yer verilmiştir. Kanunda markanın kullanılmasına ilişkin olarak bir nevi zorunluluklar getirilmiştir. Bu doğrultuda, tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilecektir.
Başvuru ve İtiraz:
Kanunun ikinci kısmında başvuru ve itiraz başlığı ele alınmıştır. Bu kısımda öncelikle başvuru şartları, konu ve malların sınıflandırılması ve başvurunun bölünmesi düzenlemelerine yer verilmiştir. Başvuru, sınıflandırma ve bölünmeye ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenecektir. Kanunun devamında rüçhan hakkı ve etkisi düzenlenmiştir. Buna göre; Paris Sözleşmesi veya Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşmasına taraf devletlerden birinin uyruğunda olan ya da bu devletlerden birinin uyruğunda olmamakla birlikte bunlardan birinde yerleşim yeri veya işler durumda ticari müessesesi bulunan gerçek ya da tüzel kişiler veya bunların halefleri, bu devletlerin herhangi birinde yetkili mercilere markanın tescili için usulüne uygun olarak yaptıkları başvuru tarihinden itibaren altı aylık süre içinde, Paris Sözleşmesi hükümleri kapsamında aynı marka ve aynı mal veya hizmetler için Türkiye’de başvuru yapma konusunda rüçhan hakkından yararlanacaktır.
Yine, başvuruya konu markanın kullanılacağı mal veya hizmetleri Türkiye’de açılan ulusal ya da uluslararası sergilerde ya da Paris Sözleşmesi veya Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşmasına taraf devletlerde açılan resmî ya da resmî olarak tanınan uluslararası sergilerde markayla birlikte teşhir eden ve markanın tasdikli örneğini ibraz eden 3. maddede belirtilen gerçek veya tüzel kişiler, teşhir tarihinden itibaren altı ay içinde Türkiye’de aynı markanın tescili için başvuru yapma konusunda rüçhan hakkından yararlanacaktır.
Maddenin devamında rüçhan hakkı ve kullanımına ilişkin ayrıntılara yer verilmiştir. Kanunda, şekli inceleme, şekli eksikliklerin giderilmesi başvuru tarihi, başvurunun mutlak ret nedenleri açısından incelenmesi ve yayımlanmasına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Şekli eksiklik bulunması hâlinde başvuru sahibine eksikliği gidermesi için iki ay süre verilecektir. Kurum, başvurunun şekli yönden eksikliği bulunmadığına karar verirse başvuruyu mutlak ret nedenleri kapsamında inceleyecektir. Başvurunun bu kapsamda da reddedilmemesi durumunda başvuru bültende yayımlanacaktır.
Başvuru sahiplerinin başvuruya karşı itiraz hakkı bulunmaktadır. Yine, başvurulan markanın tescili yönünde bir karar verilmesi hâlinde bu tescil kararına karşı da itiraz hakkı yer almaktadır. Başvurulara yapılan itirazlar, yayım tarihinden itibaren iki aylık süre içinde yapılabilecektir.