Loading
Blog

14.05.2015 tarih ve 29355 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına ilişkin Tebliğ ile; sürücünün alkollü araç kullanımı sebebiyle oluşan hasarın sigorta tarafından karşılanması, hasarlı aracın onarımında eşdeğer parça kullanılabilmesi, araçtaki değer kaybının sigortadan talep edilebilmesi, sürücünün kusurlu olduğu durumlarda yakınlarının sigortadan tazminat talep edemeyecek olması, trafik kurallarının ağır kusurlu olarak ihlal edilmesi sonucu meydana gelen kazalar sebebiyle sigorta tarafından karşılanan tazminatların kusurlu sürücüden talep edilebilmesi gibi pek çok genel düzenleme yapılmıştı.

Yeni düzenlemenin 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmesi ile Türkiye Barolar Birliği tarafından genel şartların iptali istemiyle Danıştay’da dava açıldı. Danıştay 15. Dairesi 04.10.2016 tarihli 2015/6014 E. sayılı kararı ile işbu genel şartlardan bazıları için yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bunlardan en önemlisi; trafik kurallarının ihlali sonucu meydana gelen trafik kazaları sebebiyle sigorta şirketlerinin ödediği tazminatları kusurlu sürücüden talep etmesi, yani rücu hakkına ilişkin düzenlemenin durdurulmasıdır.

Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına ilişkin Tebliğ’de bulunan Sigortalıya rücu nedenlerini düzenleyen maddenin (a) bendinde sorumluluk için “kasıt veya ağır kusurun bulunması” şart koşulmuş iken (b) bendinde bu ayrım yapılmamış ve “Trafik Kurallarının İhlali” ibaresi ile yetinilmiştir. Oysaki “Trafik kurallarının ihlali” kasıt veya ağır kusur ile gerçekleşebileceği gibi, hafif kusur, kusursuz olma ve hatta meşru müdafaa halinde dahi gerçekleşebilmektedir. Danıştay’ın kararında; işbu ibare nedeniyle 3. kişinin zararlarını güvence altına almak için prim ödeyen sigortalının bir de trafik kuralının ihlalinden kaynaklı zararları ödemek zorunda kalacağı, her trafik ihlalinde sigortalının kusurlu olamayacağı ve dolayısıyla kendisine sigortacı tarafından rücu edilemeyeceği belirtilmiş ve “trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş ise” ibaresinde kast, kusur, kusursuzluk gibi ihlalin herhangi bir manevi unsuruna yer verilmediği gerekçesiyle hukuka uyarlık görmediği düzenlemenin durdurulmasına karar vermiştir.

Nitekim; Danıştay kararında da belirtildiği üzere 02.02.2016 tarihinde yapılan değişiklikle “trafik kurallarının ihlali” ibaresi, “trafik kurallarının ağır kusur ile ihlali” şeklinde değiştirilmiştir. Ancak önemle belirtmek gerekir ki; İlgili değişiklik ve Danıştay kararı doğrultusunda, Sigorta şirketlerinin artık kusurlu sürücülere rücu edemeyeceği şeklinde bir değerlendirmede bulunmak hatalı olacaktır. Öyle ki; Genel Şartların B.4. maddesi (a) bendinde sorumluluk için “kasıt veya ağır kusurun bulunması” şart koşulmuş ve bu hallerde sigortacının rücu hakkının olduğu öngörülmüştür.

İşbu bendin halen geçerli ve yürürlükte olması sebebiyle; Mahkemeler somut olaya göre değerlendirme yapacak, sürücünün meydana gelen trafik kazasında kastı veya ağır kusurunun bulunduğunun tespiti halinde sigorta şirketlerinin sürücüye rücu hakkı olacaktır. Örneğin alkollü araç kullanan sürücünün alkol sebebiyle neden olduğu trafik kazalarında oluşan hasara ilişkin sigorta şirketi tarafından ödenen tazminatlar sürücüden talep edilebilecektir.