Loading
Blog

Çarpık kentleşme; endüstriyel ve kültürel açıdan gelişmiş kentlerimizin, şimdiki adıyla büyükşehirlerimizin en büyük problemlerinden biridir. 1940-1950 yılları arasında filizlenmeye başlayan kentleşme süreci 1950’li yıllarda köyden kente göçün kontrolsüz şekilde artması ve buna bağlı olarak dar gelirli ailelerin konut ihtiyacını karşılayacak etkin bir politika yaratılamaması sebebiyle gelişimini tamamlayamamıştır.

Bir gecede inşa edilen yapıların yanında kaçak yapılaşma, inşaat ruhsatına aykırı şekilde yapılan inşaatlar ülkemizdeki çarpık kentleşme sorununun başlıca nedenleridir. Dağınık, düzensiz bir görüntü oluşturmasının yanında çarpık kentleşme; şehir kaynaklarını (içme suyu vb.) tehdit etmekte, kamunun kullanımına ayrılan alanları işgal etmekte ve altyapı hizmetlerini sekteye uğratmaktadır.

2010 yılında hazırlanan İnşaat Sektör Raporu’nda 1948 yılında 25-30 bin civarında olan gecekondu sayısının 1980’li yılların ortasında 1,5 milyonu geçtiği, 2010 yılında ise 2,2 milyon dolayında olduğu ifade edilmektedir. Günümüzde ise imar barışı uygulamasından yararlanmak isteyen, imara aykırı veya mülkiyet sorunu çözülememiş, ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılmış yapıların sayısının yaklaşık olarak 16 milyon olduğu tahmin edilmektedir.

Kamuoyunda son günlerde sıkça duyulan imar barışının başlıca amacı ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılmış olan tüm yapıları kayıt altına almaktır. Kanun koyucu, bahsi geçen “İmar Barışı” için yasal dayanak oluşturmak amacıyla 11.05.2018 tarihinde 3194 Sayılı İmar Kanunu’na Geçici 16. maddeyi eklemiştir. Bu geçici 16. maddenin yürütülmesi için Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ yayımlanmıştır.

Bu Tebliğ, 31.12.2017 tarihinden önce yapılmış yapıları kapsamaktadır. İnşaat ruhsatı bulunmayan veya inşaat ruhsatı eklerine aykırı olarak inşa edilmiş binaların malikleri veya vekilleri 31.12.2018 tarihine kadar, Bakanlığın yetkilendirdiği yapı denetim kuruluşlarına başvurduğu halde Yapı Kayıt Belgesi alabilecektir. Öte yandan, inşaat halindeki yapılara da 31 Aralık 2017 tarihi itibarıyla bitmiş kısımları için ilave inşaat alanı ihdas etmemek şartıyla Yapı Kayıt Belgesi verilebilecektir. Ayrıca Yapı Kayıt Belgesi verilen kısımların eksik inşaat işleri tamamlanabilecektir.

Bu yapı kayıt belgesinin hukuki niteliği konusunda tartışmalar olmakla beraber iskân raporuna (yapı kullanım izin belgesine) benzediği görüşü baskındır. Ancak yapı kayıt belgesinin iskân raporundan ayrıldığı en önemli nokta, ilgili bina kentsel dönüşüm uygulamasına tabi tutuluncaya veya yeniden yapılıncaya kadar geçerli olmasıdır.

İmar barışı ile arsası problemsiz olan her yapı kat mülkiyetine geçmiş olacak ve daha önce kredi çekilemeyen birçok taşınmaz krediye uygun hale gelecektir. Yapı kayıt belgesi ile vatandaşlarımız devlete ve belediyeye tanıtılmış olacak, husumet son bulacaktır. Yapı Kayıt Belgesi verilen yapılarda ruhsat alınmaksızın yapılabilecek basit onarım ve tadilatlara izin verilen düzenleme kapsamında belge sahibi yapılarda iş yeri açma ve çalışma ruhsatı da yapı kullanma izin belgesi aranmaksızın verilebilecektir.

Başvuruda bulunan kişiler 31 Aralık 2018 tarihine kadar kayıt bedellerini ödeyecektir. Yapılacak başvuru için yapı maliyeti arsa emlak değeri toplamı üzerinden; konutlarda yüzde 3, ticari yapılarda ise yüzde 5’tir. Kayıt bedeli her bina ve yapıya göre (kat sayısı, konut tipi, kullanım amacı vb.) değişiklik gösterecektir.

İmar barışı sayesinde konutu tapu kayıtlarında arsa olarak göründüğü için elektrik, su, doğalgaz aboneliği alamayan vatandaşların cezaları iptal edilecek ve bağlantıları hemen yapılabilecektir. İmar Kanunu’na göre taşınmaz hakkında alınmış yıkım kararları ve idari para cezaları varsa bunlar iptal edilecektir.

Yapı Kayıt Belgesi aldıktan sonra yapı ruhsatı alıp da yapı kullanma izin belgesi almamış veya yapı ruhsatı bulunmayan yapılarda, maliklerin tamamının muvafakati ile tapuya müracaat edilerek ve yapı kayıt belgesi için ödenen bedel kadar ilave ödeme yaparak cins değişikliği ve kat mülkiyeti tesis edilecektir. Tapuda işlem yapılırken yapının mevcut durumunu gösteren proje istenecek ve bu projenin Yapı Kayıt Belgesindeki bilgilerle uyumlu olması aranacaktır. Bu yüzden Yapı Kayıt Belgesi müracaatında yapıya ilişkin bilgilerin doğru girilmesi büyük önem arz etmektedir.

Yapı Kayıt Belgesi verilmesine ilişkin iş ve işlemlerin denetimini de Bakanlık yürütecektir. Yapı Kayıt Belgesi için müracaat evresinde e-Devlet aracılığıyla veya yetkili kurum ve kuruluşlara yapılan başvuruda yalan veya yanlış beyanda bulunan kişiler hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” başlıklı 206’ncı maddesi uyarınca yasal işlem başlatılacaktır. Yapı Kayıt Belgesi bedelinin eksik olarak hesaplanmasına neden olan yalan, yanlış veya eksik beyan nedeniyle hatalı olarak tahsil edilen bedel, ilgilisinden tekrardan alınacaktır. Bunun ödenmesine ilişkin sürelerin kaçırılması halinde verilmiş olan Yapı Kayıt Belgesi iptal edilecek ve daha önce yatırılmış bedel iade edilmeyecektir.

Bu gibi aksiliklerin yaşanmaması için en iyi yöntemin profesyonel yardım almak olduğu açıktır. Büromuz imar barışından mevzuata tam uygun şekilde yararlanmalarını teminen müvekkillerine gerekli her türlü desteği sağlamaktadır.